Denizcilik Ortamında Mikroplastik Araştırmaları

31 May 2021. by

Çevre kuruluşları birliği olan Seas At Risk tarafından yapılan yeni bir çalışma, deniz ortamındaki mikroplastiklerin çok sayıda kaynaktan ve ekonomik sektörden geldiğini ve iklimsel değişikliğe etkileri de dahil olmak üzere yaygın çevresel etkilere sahip olduğunu gösteriyor.

 

Yaklaşan Avrupa Komisyonu’nun 2021 AB Yeşil Haftası öncesinde Galway-Mayo Teknoloji Enstitüsü tarafından yürütülen araştırmayla birlikte mikroplastik kaynakları ve ortaya çıkan problemlere çözüm önerileriyle ilgili çalışmalar yürütülüyor.

 

Senior Marine Litter’dan Frédérique Mongodin konuyla ilgili olarak, “Küresel plastik üretimindeki artış ve mikroplastiklerin çevreye salınımı göz önüne alındığında, oluşan kirliliğin artmasını acilen önlemek ve deniz biyoçeşitliliği, küresel ekosistemler ve iklim üzerinde dramatik sonuçlardan kaçınmak hayati önem taşıyor. Belirli plastik türleri diğerlerinden daha fazla mikroplastik, toksik kimyasal ve sera gazı saldığından, tasarım aşamasında doğru türde plastik ve katkı maddeleri seçmek mikroplastik kirliliğini büyük ölçüde azaltabilir. AB düzeyinde belli bir çerçeveye oturtulan önlemlerin benimsenmesi, sektörler arasında gerekli ayarlamaları mümkün kılacaktır.” diyor.

 

2000 Yılından Bu Yana Deniz Kirliliği Seviyesi Git Gide Yükseliyor

 

Seas At Risk veriler küresel plastik üretiminin 1950’lerden bu yana katlanarak arttığını gösteriyor. 2000 yılındaki 200 milyon tonun üzerinde olan miktarın, 2019’da 368 milyon tona yükseldiği grafik sonuçlarında yer alıyor. Üretimin 2025 yılına kadar 500 milyon tonu ve 2030 yılına kadar 650 milyon tonu aşacağını tahmin ediyorlar.

 

Araştırma sonuçlarına göre okyanustaki mikroplastiklerin çoğunluğunun mecburen salınan mikroplastikler olduğunu ve lastik tozu, sentetik tekstil elyafları, şehir tozu ve deniz boyaları gibi kaynaklardan geldiği iddia ediliyor.

 

Denizdeki büyük plastik maddelerin tarım, inşaat, turizm, su ürünleri yetiştiriciliği, balıkçılık ve nakliye dahil olmak üzere farklı sektörlerden geldiği görülüyor.

 

Rapor, okyanusa giren tüm plastiklerin yüzde 94’ünün deniz yatağına ulaştığını ve bu süreçte hem deniz yaşamına hem de ekosistem dengesine zararlı kimyasalları, mikroplastikleri ve nanoplastikleri zararsız hale getirmenin yüzyıllar alacağını söylüyor.

 

Bazı plastik türleri (esas olarak tek kullanımlık plastikler ve ambalajlar) güneş ışınlarına maruz kaldıktan sonra kademeli bir bozulma ve parçalanma sürecinden geçiyor. Bu da metan ve etilen gibi sera gazlarını serbest bırakıyor. Metan, sera gazı etkilerine karbondioksitten 34 kat daha fazla katkıda bulunuyor. 2025 yılına kadar plastik üretiminde yüzde 33-36’lık bir artışı olması beklenen metan emisyonlarının, herhangi bir azaltım çabası uygulanmadığı takdirde 100 milyon tonu aşacağı tahmin ediliyor.

 

Rapor, mikroplastiklerin deniz besin ağları üzerindeki etkileriyle birlikte ekosistem dengesini tehdit ettiğini söylüyor.

 

Plastiğin Yarattığı Olumsuz Etkileri Azaltma Yolları

 

Bazı plastik türleri, özelliklerine bağlı olarak, diğerlerine kıyasla çok daha yüksek miktarda mikro plastik, toksik kimyasal veya sera gazı emisyonu salmaktadır. Bu nedenle çalışmada önerilen çözümler, mikroplastik salınımını kaynağına göre alınan aksiyonlarla önlemeyi amaçlıyor.

 

En sorunlu kumaşları ve katkı maddelerini kademeli olarak ortadan kaldırmak için tasarım aşamasında tekstiller için zorunlu eko-tasarım gereksinimlerinin belirlenmesi gerekiyor. Ayrıca, lastiklerin çevreye mikroplastik salınımını azaltmak için de firmalar için maksimum bir eşiğin oluşturulması öneriliyor.

 

Çalışma, uzun vadede mikroplastik kirliliğini azaltmak için gerekli olmayan tüm tek kullanımlık plastik ürünlerin yasaklanması gerektiğini söylüyor. Diğer adımlar, potansiyel olarak toksik katkı maddelerinin kullanımdan kaldırılmasını ve ürünlerde kimyasalların varlığı hakkında bilgi sağlamak için açık erişimli bir plastik katkı veri tabanı oluşturmayı içeriyor.

 

Kaynak

*Denizcilik sektörü ile ilgili en son haberleri almak için blog yazılarımızı takip etmeye devam edebilirsiniz. Genel bir tedarikçi olarak, geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz. İstanbul, Tuzla, İzmir, Mersin ve Türkiye genelindeki tüm önemli limanlarda güverte, motor, kabin, gümrüklü depolar ve teknik provizyonlar günün her saati sağlanabilmektedir. Navalium ayrıca tüm Türk limanlarında, boğazlarında ve tersane limanlarında gemilerinize transit olarak gemi hizmetleri, gemi temini, teknik ekipman temini, gümrüklü mağaza, gemi tamir hizmetleri, kabin mağazaları, güverte deposu ve gemi yedek parça teslimi hizmetleri vermektedir. Garantili, hızlı, verimli ve güvenilir hizmet kalitesiyle armatör ve gemi yönetim şirketleri için Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve Marmara Denizi gemi sektörüne çalışıyoruz. Ayrıca dünyanın her yerindeki tedarikçiler, distribütörler ve üreticilerle güçlü ilişkilerimizle oluşan ağın gücünü müşterilerimizin konforun keyfini çıkarmasını sağlamaya yönlendiriyoruz.